15 Haziran 2012 Cuma

Brezilya - Karnaval Ülkesi

Brezilya çoğu insanın rüyalarıı süsleyen bir ülkedir. Uzun bir uçak yolculuğu ve bolca vakit gerektirir. Ama gidildiğine kesinlikle değer.Yardımsever ve sıcak insanları, plajları, doğası, futbolu ve tabi ki karnavalları bu ülkeyi benzersiz kılar.

Dil
Minas Gerais eyaletinde dil öğrenmek için 5 ay kaldıktan sonra son ayımı dolaşarak geçirdim. Brezilya'da Sao Paulo haricinde genelde insanlar İngilizce bilmezler. Bu yüzden derdini anlatacak kadar Portekizce,İspanyolca veya İtalyanca bilmek hayat kurtarabilir.

İklimi
Brezilya güney yarım kürede olduğundan, yaz ayları aralık,ocak ve şubat aylarına, kış ayları ise haziran,temmuz ve ağustos aylarına denk gelir. Yazın çok aşırı sıcak olmaz, kışın da herhangi bir ısıtıcı gerek kılacak kadar soğumaz. Yağmur yağdığı zaman bazen 3 gün sağanak yağabilir. Genellikle kış ayları yağmurlu geçer.


Belo Horizonte

Minas Gerais eyaletinin başkenti. Turistik bir şehir değil. Ancak düzenli şehir yapısı ve parkları, şehri görmek için var olan başlıca sebeplerdir.


Parkta bu hayvan türünden oldukça fazla var. Büyük tırnakları ile tehlikeli gözükse de siz bir şey yapmaığınız sürece onlar da sizden çekiniyor. Video çekimi yaparken bunlardan biriyle karşılaştım. Gözgöze geldik ve yavaşça geçtim yanından.


Bizdeki cam silen çocuklar gibi bu çocukların da temel amacı para kazanmak :) Kendilerini metalik bir renge boyamışlar ve robot dansına benzeyen bir dans yapıyorlar. Çok sanatsal olduğunu söyleyemem ama ilginç :) En azından emek var. Gördüğümde takdir ettim. Ama para vermedim :)

Şehir yapısı düzenli demiştim. O konuya şöyle açıklık getireyim. Bir cadde bir yerde başlayıp dümdüz devam ediyor. Mesela İstanbul için uyarlarsak; Avcılar'dan başlayan bir aracaddenin Bahçelievler'e kadar gittiğini düşünün.İşte böyle bir şehir B. Horizonte. Bu düz caddeler belli noktalarda 6şarlı halde kesişiyor. İşte şehre alışkın olmayanlar için sorun burda başlıyor. Ben kalacağım yere giderken bu kesişen caddelerden karşıdan karşıya geçtim ve caddenin devamına gideceğime çapraz caddeye yürümeye devam ettim. 20 dakikalık bi yürüme sonrasında geldiğim yer bambaşka bir yerdi. Haritada nerede olduğumu bulamadım o derece. Adres sordum. " ooo, çok yanlış gelmişsin bilader" in portekizce mealini söylediler. Bir 30 dakika daha yürüdüm hostele varabilmek için.

Rio De Janeiro

Dünya'nın en renkli şehirlerinden biri. Belki de en renklisi. Dünyaca ünlü Copacabana ve İpanema plajları,Kurtarıcı İsa heykeli, Rio karnavalı (mart ayında giderseniz), samba barları,Maracana stadı mutlaka görmeniz gereken yerleri. Öncelikle bu yerleri anlatmakla başlayayım.

Copacabana ve Ipanema Plajları: Kumları temiz ve beyazdır. Plaj, belediye tarafından sürekli temizlenir.  Birbirine benzeyen iki plaj olmasına rağmen Copacabana'ya ulaşım daha kolaydır. Ancak İpanema'ya gitmeniz için metro + İpanema otobüsü aktarması yapmanız gerekir. Bu yüzden midir bilinmez İpanema daha sakin ve nezihtir. İki plaj da güzel olmasına karşın, deniz için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Zira deniz dalgalı ve serindir. Bir okyanusun taşıdığı tüm dezavantajları taşır. Kirli olmamasına rağmen sürekli dalgalı olduğundan , kumlar sürekli havaya kalkar. Su da yazın ortalarına kadar serin kalır. Bu nedenle Aralık'ta giderseniz serin suyla karşılaşma ihtimaliniz yüksektir.

İpanema plajının bölgesinde  mağazalar ve restoranlar bulunmaktadır.Bunlar turistik değil, bölge halkının gittiği yerlerdir. Turist sayısı, Copacabana'ya oranla çok daha azdır.



Copacabana'daki Yılbaşı Eğlencesi - Enteresan Bir Anı

Karnaval'dan sonra Rio'daki en büyük etkinlik. Oda arkadaşlarımızın hepsi plan yapmıştı. Ben de açıkçası bunu duyduktan sonra hiçbirşey yapmamaya karar vermiştim. Sonradan gelen Avusturyalı biri illa tutturdu gidelim diye. Ben de şartlarımı sundum. Ben dönelim dediğimde döneriz dedim. Kabul etti. Taksiyle gittik Copacabana'ya. Karnavalı aratmayacak bir kalabalık. İki sap yürüyoruz , satıcılar vs... yanımdaki eleman aşırı turist giyimli ve sarışın olduğu için sürekli bir şeyler satmaya çalışıyorlar. Satış yapanlar portekizce konuştuğu için adamların ne dediğini ben anlıyorum ama Avusturalyalı eleman anlamıyor.Neyse aradan biraz zaman geçti, yürümeye devam ediyoruz. İçki satan adamlardan biri Capirinha satmak istedi. Bizimki istemedi. Adam da beni göstererek demesin mi "O zaman sevgiline al" Her Türk genci gibi hassas olduğum bi nokta. Bir anda şimşekler çaktı beynimde. Bir 5 dakika kendime gelemedim. Yanımdaki anlamadığından benimle konuşmaya devam etti ama ben duymuyordum. İçime şüphe düştü, acaba yanımdaki kişi gay mi diye. Neden durup dururken böyle bir şey söylesin ki adam. Neyse plajda bir yere geçtik, artık saniyeler var yeni yıla girmeye. Elimde makine, geriye sayım biter bitmez fotoğraf çekmeye hazırlanıyordum. Tam 0'da çektim ve bir başka şokla karşılaştım.




Sonradan anladım ki oraya gelen Brezilyalıların büyük çoğunluğunu eşcinseller oluşturuyormuş. Adam da bize ondan öyle bir yakıştırma yapmış. Tabi bu durumdan turistlerin haberi yok.

Kurtarıcı İsa Heykeli:

Dağın tepesinde görkemli bir heykel. Yukarıya çıkmak için önce otobüse, daha sonra da teleferiğe binmek gerekiyor. Ancak bütün bunları yapmak 60 - 80 tl arası bir para tutuyor. Ben de hem macera olsun, hem de oraya vereceğim parayı başka yerlere kullanayım fikriyle dağa doğru çıkmaya başladım. 15 dakika çıktıktan sonra hem bakkala uğrayıp su aldım, hem de ne taraftan çıkılacağını sordum. Yolu gösterdiler ama yürüyerek çıkılmaz, çok uzak dediler. Ben de gidebildiğim yere kadar giderim dedim. Sıcaklık 30 dereceydi. Hem yokuş yukarı yol, hem havanın sıcaklığı beni epey yordu. 4-5 saat sonra tepeye vardım. Ancak vardığım yer İsa heykelinin arkasını gören bir yerdi. Hayal kırıklığı yani. Yanına gitmek için teleferiğe binmek şartmış. Ama o kadar yolu çıkıp da teleferiğe para vermek yine anlamsızdı.




Maracana Stadı

Dünyanın en büyük stadyumu, 180.000 kişi kapasitelidir. Daha sonra Fifa standartları gereği kapasitesi 90.000 kişiye düşürülmüştür.

Stada Brezilya'nın yerlisi arkadaşlarımla gittim. Ceplerim bayrak, kamera, telefon gibi şeylerle doluydu. Maç bileti için 15-20 kişilik bir kuyruk vardı. O ara benden okul kimliğimi istediler. Vermem durumunda bileti %50 indirimli alacakmışız. Ben de geçici kimlik belgesini verdim. O ara sıranın ortasından geçmek için müsade isteyen bir adam vardı. Bir girdi bir çıktı. Ben pasoyu verirken geçti durdu. Bir süre sonra baktım ki benim telefon yok. Hayatımda ilk ve şimdilik son kez bir eşyamı cebimden çaldırdım. Tabi bunda ceplerimin aşırı dolu olmasının ve telefonun kolay alınabilecek bir yerde durmasının etkisi büyüktü. Bu durumda 15 tl kar edeceğim diye 600 tl lik telefondan oldum ve brezilya'da kalan günlerimi hatsız- telefonsuz geçirmek zorunda kaldım. Brezilya'da yan kesicilere ve gaspçılara karşı dikkatli olmak gerekiyor. Sırada 15- 20 kişi varsa emin olun 10 tanesi ancak bilet aldı :)





Samba Bar

Samba şarkıları söylenen ve dans edilen  kapalı mekanlardır. Karnavaldaki yarı çıplak samba dansçıları maalesef buralarda yok. Bu beklentiyle gidiyorsanız gitmeyin yani :) Şarkı söyleyen bir grup var ve gelen insanlar dans ediyor hepsi bu. Ama içerisi tıklım tıklım. Hostelin düzenlediği etkinlikle geldim ve kesinlikle gruptan ayrılmamam gerektiğini söylediler. İçeride sorun değil de dışarısı gerçekten tehlikeli. Biraz uzaklaştığınızda bazı yan kesici tipli insanların bakışlarını üzerinizde hissediyorsunuz.

 Samba Müziği icra eden grup


Yılbaşı ve Karnaval Zamanı Otel ve Hostel Fiyatları - Yardımsever Brezilya İnsanları

Yoğunluk olduğu zamanlarda her ülkede olduğu gibi Brezilya'da da fiyatlar tavan yapıyor. Yılbaşı haftasını Rio'da geçirdim ve 10 günü 3 farklı hostelde geçirmek durumunda kaldım. Kimisi fiyatı 3 katına çıkarıyor, kimisi yılbaşı haftası kalacaksan en az 15 gün kalacaksın diyor. Bu durumda başka şansım yoktu. Yılbaşı haftası geçeceğim hosteli yakından seçtim. Öyle ki google map'ten bakmak bazen yanıltıcı olabiliyor. yürüyerek 15 dakika olan yola iki tekerlekli valizle geldiğimde halimden memnundum. Ancak yol bi süre sonra aranvut kaldırımlı taş bir yola dönüştü. Çantalar git gide ağırlaşmaya başladı. 30 dakika geçmişti ve o iki çantayla çok yavaş hareket edebiliyordum. Havanın da çok sıcak olduğunu belirtmeme gerek yok sanırım. Sonra bir anda Brezilyalı bir teyze geldi. Hiçbir şey söylemeden valizlerden birini aldı ve indirmeye başladı. İki valizi indirmek aşırı zor ve yorucuylen tek valiz oldukça kolaydı. Dolayısıyla yolun diğer yarısı 5 dakika sürdü. Ben tabi çok teşekkür ettim ama kadın için yardım etmek o kadar normal ki. Brezilyalı insanlar gerçekten çok yardımsever.


Paraty

Rio de Janeiro'ya otobüsle sadece 3,5 saat uzaklıkta bulunan bu küçük şehir görülmeye değer. Eğer Rio'dan Sao Paulo'ya otobüsle gidecekseniz, yolunuzun üstünde olan bu şehirde mutlaka birkaç gün kalın.
Şehrin eski yapılaşmasını Unesco korumaya almış.



Deniz kıyısı olan bu şehirde plaj yok ancak teknelerle koyları ziyaret etmek mümkün. Gittiğiniz koylarda Survivor'u aratmayan plaj manzaraları var.




Brezilyalı Arkadaşımla Buluşma - Bir başka enteresan hikaye


 Belo Horizonte'de tur şirketinde çalışan Brezilyalı bir genç vardı. Epey muhabbetimiz olmuştu. Ben ondan pek çok şey öğrenmiştim, o da benden. Son ayımda Brezilya'yı gezeceğimi öğrenince bana " bizim oraya gelince bizde kalırsın" teklifini yapmıştı.
Ben de onun olduğu şehre gitmeden önce onunla kontak kurdum. Otobüs durağına öğlen vardım. Çalıştığı için akşam gelecekti. Akşama kadar bekledim. Sonra telefon etti. Geldiğini ama beni bulamadığını söyledi. Ama bulunduğum yer o kadar küçüktü ki, gelip de beni bulamaması mümkün değil. En son "hangi kattasın" diye sorunca emin oldum bir terslik olduğuna. Otobüs durağında bekleyen bir grup Brezilyalı vardı. Oradaki siyahi bir teyzeye durumu anlattım. Arkadaşımla konuşmasını rica ettim. Şöyle bir konuşma oldu;

- Arkadaşınız sizi bekliyor nerdesiniz?

- Ne Sao Paulo mu? E burası Ubatuba!

Artık nasıl bir yanlış anlaşılma olduysa, yanlış şehre gitmişim. Tabi kalabalık içinde kendi aralarında konuşmalar;

- şuna bak sao paulo diye ubatuba'ya gelmiş, hahaha

Gibi konuşmalar. Ben de öncelikle düşen karizmamı toplamak için " Ben yanlışlıkla buraya gelmedim, bana Ubatuba dedi" dedim. Öyle ya ben Ubatuba diye bir şehrin varlığından bile haberdar değildim. Büyük ihtimalle soruyu yanlış sordum ya da beni yanlış anlayarak öyle bir cevap verdi. Daha sonra aynı grup kafa kafaya verip benim için bir çözüm arayışına girişti. En kolayını yapıp "Git bir Otelde kal" demediler.

- Otobüs durağına gitsin...
- Şimdi kapanmıştır orası...
- Saat 9 oldu, buralar da tehlikeli bu saatten sonra...

En sonunda bana " Bize gel, sabah erkenden taksiye biner durağa gidersin" dedi. Ben gerçekten böyle yardımsever bir halk görmemiştim.
Daha sonra tekrar aynı bayan geldi. "Bak istersen yine bize gelebilirsin, ama şuradaki beyefendinin evi durağa daha yakın. Daha az taksi parası ödersin. Ama sevgilisini bekliyormuş." dedi. Ben de kabul ettim. Taksiye bindim. Eşyaları yerleştirdik. Sonradan Rio'da yaşadıklarım aklıma geldi. Ya adamın sevgilisi erkekse. Aklımdan türlü olasılıklar geçti. O sırada Genç ve güzel bir bayan geldi. Taksinin ön koltuğuna bindi ve yola çıktık. Taksiciyle konuştular yol boyunca. Büyük ihtimalle benim durumumdan bahsetti. Ama olayda bir tuhaflık vardı.Adam binmedi taksiye. Yine aklımdan bir sürü şey geçti. Taksi eve varınca kadın direkt indi taksiden. Ben taksi parasını ödeyip bavulları alana kadar kadın köşeyi döndü. Dönsem mi dönmesem mi diye tereddüt ederken ben de döndüm köşeyi. Adam bizden önce eve varmıştı.Bizim taksi bavullarla dolu diye başka bir taksiyle gitmiş.

Bavulları eve bıraktık. Adam DJ çıktı. Önce bir restorana sonra da çaldığı yere gittik. Sonra bir taksi çağırdılar ve Sao Paulo'nun yolunu tuttum.










Sao Paulo

Tam bir memur şehri. Büyük yapılı binaları, sıcak ve kuru havasıyla sıkıcı bir ortamı var ve gezilecek çok da bir yeri yok. Ancak bir arkadaş ortamı burayı ilgi çekici hale getirebilir.Ubatuba'da buluşamadığımız arkadaşım beni otobüs durağından iner inmez aldı. Ancak yanlış anlamanın nasıl olduğunu çözemedik. Ubatuba demediği konusunda ısrar etti, ben de demiş olduğu konusunda. Neyse sonuçta iyi bir misafirperverlik örneği gösterdi.  Çalışmadığı günlerde beni gezdirdi, çalıştığı günlerde de ben gezmeye çalıştım. Ama gidecek fazla yer bulamadım. Bi akşam halı saha maçı yapma imkanım oldu. Tabi maçları burdan biraz farklı. Herkes sürekli koşuyor.

Bir akşam da Türk gecesi yaptım. Tüm yemekleri çorba dahil (yanımdan getirdiğim ezogelin) köfte (yanımdaki köfte harcıyla) ve karnıyarık yaptım.Hepsini silip süpürdüler. Yanımdaki bayrağı da salonun duvarına astım.



Sebze - Meyve Pazarı

Ülkenize değişik türde sebze - meyve götürmek istiyorsanız buraya mutlaka uğrayın. Envai çeşit meyveyi burada bulabilirsiniz.

Orada tatmanıza da izin veriyorlar. Bu konuda çekinmeyin. Hiç bilmediğiniz bir meyveyi yiyorsunuz sonuçta.Ben 1-2 kilo satın alıp getirdim.


Botanik Bahçe

Öyle ahım şahım bir yer değil lakin gidilecek yer olmayınca ne yapacaksın?



Porto Alegre

Porto Alegre'nin farkı, Brezilya'nın oldukça güneyinde olması, sosyalist enternasyonel'e ev sahipliği yapmış olması ve buradaki halkın sarışın olması. Evet halkın çoğu sarışın ve ilçe isimlerinde "Novo Hamburgo" gibi isimler mevcut. Buranın, zamanında Alman göçmenlerce tercih edildiğini tahmin etmek çok da zor olmasa gerek.






Şehrin değişik bir havası var.Ancak uzak ve ulaşım pahalı. Bu nedenle gidilmesini çok da önermiyorum.



Vize Süresinden Fazla Kalmak

Bulunduğum yere yakın konsolosluk olmadığı için vize işini çok sallamadım. Aslında vize işi ciddi bir konuymuş. Bazı ülkelerin ciddi yaptırımları olabiliyormuş. Normalde Brezilya'da 90 gün vizesiz kalabiliyorken ben 183 gün kaldım. Son haftamda stres bastı tabi. Bari görevliye, bilmiyormuş gibi yapayım dedim. Görevli baktı pasaportuma. Birden bire telaşlandı ve polisi çağırdı. Artık sonumun geldiğini düşündüm, buraya kadarmış :)
Şaşırmış gibi yaptım ve vizenin kendi kendine uzadığını sandığımı söyledim. O sırada görevli bazı işlemler yapıyordu.
- "Şimdi ne olacak? " diye sordum.
- "Ceza ödeyeceksin." dedi görevli.

Şimdinin parasıyla 700 tl lik bir ceza. Tam cüzdanımda kalan son paraları verecektim ki görevlinin son cümlesiyle rahatladım.

- Bir dahaki gelişinde ödeyeceksin.

Bir yolculuk daha bitmişti.Brezilya'da çok güzel insanlarla tanıştım ve güzel anılarım oldu. Ama bunda halkın arasına karışmamın etkisi büyüktü.

1 yorum: